Marmara Temiz Hava Merkezi Müdürlüğü
Marmara Temiz Hava Merkezi Müdürlüğü
MARMARA BÖLGESİ COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ

MARMARA BÖLGESİ COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ

Bölge, adını aldığı Marmara denizinin çevresinde yer alır. Trakya kesimi ile Anadolu’daki topraklarını, Marmara deniziyle, boğazlar ayırır. Marmara Bölgesi, Türkiye’nin %8 kadarını kaplar. Güneydoğu Anadolu’dan sonra, Türkiye’nin 2. küçük bölgesidir. Marmara Bölgesi’nin, yer şekilleri bakımından başlıca özelliği sade bir yapıya sahip olmasıdır. Bölgede dağlık alanlar fazla yer kaplamaz. Var olan dağlar da devamlı sıralar halinde değildir.

Açıklama: marmara-illeri

 

Çatalca-Kocaeli Plâtosu, Adapazarı, Bursa ve Balıkesir ovaları bölgenin başlıca düzlükleridir. Marmara’nın doğusunda ve güneyindeki tektonik çukurluklarda ovalar, göller ve deniz parçaları yer alır.

Bölgedeki çöküntü alanlarının en derin yerlerinde bölgenin başlıca gölleri olan Sapanca, İznik, Ulubat ve Manyas-Kuş gölü oluşmuştur. Sapanca ve İznik gölleri, Marmara’dan kopmuş birer körfez parçasıdır. Kuzey Anadolu Kırık Hattı, bölgenin ortasından geçer. Bölgedeki akarsuların çoğu Marmara’ya dökülür. Bunların başlıcaları Simav, Gönen ve Biga çayıdır. Meriç’in bir kolu olan Ergene, kendi adını alan havzanın sularını toplar, Sakarya’nın aşağı çığırı da bölge sınırları içinde kalır.

Bir iç deniz olan Marmara, bölgenin ortasında yer alır. Fazla derin olmayan denizde, kıta sahanlığı geniş yer tutar ve kıta sahanlığı güney kesiminde daha da genişler. Ancak, Marmara’da, küçük bir denizde rastlanmayacak ölçüde derin çukurluklar da vardır. Eski birer akarsu vadisi olan boğazlar delta ve geniş oldukları için, en büyük gemilerin bile rahatlıkla geçebilmelerine imkân vermektedir. Bu nedenle, boğazlar, tarih boyunca önemli bir stratejik konuma sahip olmuşlar.

Boğazlarda alt ve üst olmak üzere 2 akıntı sistemi vardır. Boğazlardaki akıntılar sayesinde Marmara denizi, balıkçılık bakımından oldukça verimli bir alan olmuştur. Yaz başlarında Karadeniz’e, sonbaharda Akdeniz’e göç eden balıklar, bu dönemlerde boğazları canlı bir balık avlama alanı haline getirir.

Marmara Bölgesi, iklim ve bitki örtüsü bakımından tam bir geçiş alanıdır. Şöyle ki, Akdeniz, Karadeniz ve karasal iklim etkilerinin üçüne de bölgenin çeşitli yerlerinde rastlanır. Yağışın mevsimlere dağılışı bakımından Akdeniz yağış rejiminin hafiflemiş biçimi dikkati çeker, kıyılarda belli bir yüksekliğe kadar doğal bitki örtüsü makidir. Daha yükseklerde ormanlar yer alır. Marmara Bölgesi’nde, hava akımlarını engelleyecek ve yönlendirecek yüksek dağ sıraları yoktur. Bu nedenle özellikle, Balkanlardan gelen soğuk ve sıcak hava akımları bölgeyi etkisi altına alır.

Marmara Bölgesi, küçük olmasına rağmen, Türkiye nüfusunun yaklaşık dörtte biri burada yaşar. Bu nedenle nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Bölge, bütün bölgelerden nüfus çekmektedir. Bölge nüfusunun hızla artmasında baş etken, aldığı göçlerdir.

Türkiye’de kentleşme oranı en yüksek bölgedir. Türkiye’deki kentli nüfusun 3’te biri bu bölgededir. Halkın yaklaşık % 80’ı kentlerde yaşar. İstanbul, bölge nüfusunun yarısından çoğunu barındırır. Türkiye’nin 5. büyük kenti Bursa, bölgenin önemli kentlerindendir.

Marmara Bölgesi, her yönüyle Türkiye’nin en gelişmiş bölgesidir.

• Yerşekillerinin elverişli olması,

• Boğazların varlığı ve

• Özel konumu nedeniyle,

üstün ulaşım olanaklarına sahiptir Bu durumunun sağladığı avantajla güçlü bir ekonomik yapıya kavuşmuştur. Bölge ekonomisinin temelini sanayi ve ticaret oluşturur. Türkiye sanayi üretiminin yarısından çoğunu burası gerçekleştirir. Türkiye’de ekili-dikili alanların, oranca en fazla olduğu Marmara Bölgesi’nde; tarım yaygın olarak ve modern yöntemlerle yapılır. Tarımsal üretim yüksek düzeydedir. Buna rağmen, diğer bölgelerden önemli ölçüde tarım ürünü alır. Bunun nedeni, bölgenin kalabalık bir nüfusa sahip olmasıdır.

Bölgedeki hayvan varlığı, daha çok et dışı hayvansal ürün elde etmeye yöneliktir. Et ihtiyacı, daha çok diğer bölgelerden getirtilen hayvanlardan giderilir.

Bölgenin yeraltı zenginlikleri içinde volfram, krom, manganez, mermer ve doğal gaz başta gelir. Linyit yatakları da yaygındır.

BÖLGENİN BÖLÜMLERİ

A – YILDIZ DAĞLARI BÖLÜMÜ

Bu bölüm, bölgenin kuzeybatısında yer alır. Bölümün asıl engebesi, Karadeniz kıyılarına paralel uzanan Yıldız dağlarıdır. Orta yükseklikteki bu dağlık alanda, iklim nemli olduğundan ormanlar (özellikle Karadeniz’e dönük yamaçlarda) yaygındır. Bölümün yaklaşık yarısı ormanlarla kaplıdır. Burada, genel olarak kışlar sert ve kar yağışlı geçer.

Bu bölümde başlıca ekonomik etkinlikler ormancılık ve orman ürünleri alanındadır. Hayvancılık ve mandıracılık da önem kazanmıştır. Başlıca kentleri Kırklareli, Vize, Pınarhisar ve Saray olan bölümün başlıca sanayi ürünleri çimento, bitkisel yağ ve camdır.

B – ERGENE BÖLÜMÜ

Ergene Havzası’nı içine alan bu bölüm, hafif engebeler ve düzlüklerle kaplıdır. Bölgede Karasal iklim, etkisini en çok burada gösterir. Bölgenin en soğuk ve en az yağış alan bölümü olduğundan bitki örtüsü bakımından da fakirdir. Büyük bir bölümü bozkırlarla kaplıdır.

Yerşekilleri ve toprak yapısının elverişli olması nedeniyle bölüm, önemli bir tarım alanıdır. Başlıca ürünleri tahıl (buğday, mısır, kuşyemi), ayçiçeği, şekerpancarı, tütün, patates ve susamdır. Yazlar sıcak geçtiği için sulanabilen alanlarda (özellikle Meriç boyunda) pirinç, pamuk, susam üretimi yapılır.

Hayvancılık, genellikle et dışı hayvan ürünleri elde etmeye yönelik olarak yapılır. Bu bakımdan yoğurt ve peynir üretiminde sadece bölgede değil, Türkiye’de başta gelir.

Osmanlı Devleti’ne bir süre başkentlik yapmış olan Edirne, bölümün en büyük kentidir. Edirne-İstanbul çizgisinde yer alan diğer büyük yerleşmeler Babaeski, Lüleburgaz, Çorlu ve Silivri’ dir.

Bölümün, diğer büyük kenti, Marmara denizi kıyısındaki Tekirdağ’dır. Önemli bir bağcılık merkezi olan Tekirdağ, aynı zamanda Ergene Havzası’nın iskelesi durumundadır. Türkiye’nin en eski şeker fabrikalarından olan Alpullu Şeker Fabrikası bu bölümdedir. Çeşitli yerlerde ay çiçek yağı fabrikaları, Çerkezköy ve çevresinde dokuma fabrikaları, cam vb. imalata yönelik fabrikalar vardır.

C – GÜNEY MARMARA BÖLÜMÜ

Bölüm, Marmara’nın güney kıyıları ile Ege Bölgesi arasındaki alanı kapsar. Bölgenin en büyük bölümüdür. Gelibolu Yarımadası ile Gökçeada ve Bozcaada da bu bölüme girer. Bölgenin en engebeli yeri olan bu bölümün, en önemli yükseltisi Uludağ’dır.(2543 m)

Marmara’nın güney kıyıları kuzeye oranla daha fazla girintili çıkıntılıdır. Kıyıya paralel uzanan çöküntü alanlarında çukurluklar tespih taneleri gibi uzanır. Kuş Gölü ve Ulubat Gölü ile Bursa, Yenişehir ve Karacabey ovaları bu çukurluklarda yer alır. Çanakkale Boğazı, Biga ve Gelibolu yarımadaları arasında yer alır ve büyük bir stratejik öneme sahiptir.

Bölümün başlıca akarsuyu Simav (Susurluk) Çayı’dır. Biga Yarımadası’nın başlıca akarsuları, Biga Çayı ve Karamenderes’tir. Bölümün kıyı kesimlerinde Akdeniz iklimi ve bitki örtüsü görülür. İç kısımlarda iklim, önemli ölçüde karasallık kazanır. Bölüm, oldukça fazla nüfuslanmıştır. Nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye ortalamasının çok üstündedir.

Marmara Bölgesi’nin en önemli tarım ala-l m burasıdır. Kıyılarda zeytincilik ve bağcılık yaygındır. Özellikle Gemlik Körfezi çevresi Türkiye’nin sofralık zeytin ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Yenişehir, Bursa ve Kaıacate; tahıl (buğday, arpa, mısır), ayçiçeği, şekerpancarı, sebze ve meyve üretimi ön plandadır. Bölümün önemli ürünlerinden bin olan çamfıstığı, daha çok Balıkesir çevresinde elde edilir.

Önemli gelir kaynaklarından biri de hayvancılıktır. Özellikle küçük baş hayvan (başta merinos koyunu olmak üzere) yetiştiriciliği oldukça yaygındır. Eski önemini kaybetmekle birlikte ipek böcekçiliği eskiden beri Bursa ve çevresinde süregelen bir uğraştır. Güney Marmara Bölümü’nün en önemi merkezi, aynı zamanda Türkiye’nin 5. büyük kenti olan Bursa’dır.

Bölümün öteki büyük kenti olan Balıkesir de, verimli bir ovanın merkezinde kurulmuştur. M. Kemalpaşa, Simav (şeker sanayi), Karacabey, Bilecik, Yenişehir, Çan, Gönen ve Biga iç kesimin diğer yerleşim merkezleridir.

Kıyıdaki kentler arasında

• Gıda ve seramik sanayii ve Çanakkale;

• Zeytin, zeytin yağı ve sunî ipek üreti-ciliğiyle Gelibolu ve Gemlik;

• Mudanya, Erdek ve Bandırma gelir.

Sülfirik asit ve suni gübre üretimi merkezi olan Bandırma, İstanbul-İzmir arasındaki en kısa yol üzerinde işlek bir geçiş iskelesi ve zengin ardülkesi olan bir limanıdır.

• Yalova, kaplıcalarıyla tanınmış önemli bir kıyı kenti ve turizm merkezidir.

Bölümün başlıca yeraltı kaynakları linyit (Biga, Çan) bor mineralleri (Simav Havza-sı’nda) ve mermerdir (Marmara Adası ve Bilecik).

D – ÇATALCA – KOCAELİ BÖLÜMÜ

Bu bölüm, İstanbul Boğazı’nın her iki yakasındaki yarımadalardan oluşur. Çatalca ve Kocaeli plâtoları ile Adapazarı Ovası, bölümdeki başlıca yer şekillerini oluşturur.

Sakarya Nehri en önemli akarsudur. İzmit körfezinin devamı iken, önünün alüvyonlarla tıkanması sonucu denizden kopan Sapanca gölü de bu bölümde yer alır. İklim özellikleri yönünden tam bir geçiş özelliği gösterir.

Deniz, kara, hava ve demir yolu ulaşımı yönünden oldukça gelişmiştir. Bu konumu ülke sanayiinin büyük bir bölümünün bu bölgede toplanmasına yol açmıştır. İstanbul-Kocaeli bölümünün ekonomik etkinlikleri sanayi, ticaret, ulaştırma ve bankacılık başta olmak üzere hemen her alandadır.

Özellikle Adapazarı Ovası önemli bir tarımsal üretim merkezidir. Bölümün önemli tarım ürünleri patates, tütün, şekerpancarı, ay çiçeği ve mısırdır. İstanbul çevresinde ihtiyacı karşılamak için bahçe ve sera çiçekçiliği yaygındır. İzmit Körfezi çevresinde bağ ve bahçeler geniş yer tutar. Burada sebze ve meyve üretimi de yaygındır.

Türkiye’nin nüfus yoğunluğu en fazla olan yeri burasıdır. Bölümün en büyük kenti, aynı zamanda Türkiye’nin de en kalabalık ve önemli kenti olan İstanbul’dur. Diğer önemli kentler İzmit, Adapazarı, Gebze, Gölcük ve Hereke’dir. Kuzey kesiminde nüfus seyrektir. Buradaki başlıca yerleşim merkezi Şile’dir.

İstanbul, uluslararası kara, demir ve deniz yollarının kavşak noktasındaki elverişli konumu nedeniyle çok eski çağlardan beri önemli bir merkez olma özelliğini korumuştur. 1990 sayımında nüfusu 7,5 milyon civarındaydı. Buna göre Türkiye toplam nüfusunun yaklaşık % 13’ünden fazlası ile, Türkiye kentli nüfusunun % 25’i İstanbul’da toplanmıştır. İstanbul, Türkiye’nin olduğu kadar Orta Doğu’nun da en önemli sanayi, ticaret, hizmet ve kültür merkezidir.

İstanbul ili 2015 nüfusu TÜİK verilerine göre, 14.657.434’dür.

2016 nüfusu, tahmini verilere göre 14.840.652. Bu nüfus verisi, eski yıllarıdaki nüfus artış hızlarına göre tahmini hesaplanmıştır. İstanbul 2016 resmi nüfus bilgileri 2017 yılının başında açıklanacaktır.

BÖLGENİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ

Bölgede, tarıma elverişli toprakların fazla oluşu ve iklimin de olumlu etkisiyle tarımsal faaliyetler oldukça yoğundur.

• Türkiye buğday üretiminin yaklaşık beşte biri,

• Ayçiçeği ve bakla üretiminin dörtte

üçü bu bölgede gerçekleştirilir.

• Türkiye’nin sofralık zeytin ihtiyacının önemli bir kısmını burası karşılar.

• Mısır ve fındık üretimi önemli ölçüdedir.

• Meyve üretimi oldukça yaygındır.

• Bölge, yumurta ve tavuk üretiminde de ilk sırada yer alır.

Bölgenin et ihtiyacı daha çok diğer bölgelerden sağlanır. Diğer bölgelerden getirilen hayvanlar buradaki mezbahalarda kesildiğinden, deri üretimi önemli ölçüdedir.

Marmara Bölgesi’nin, Türkiye ekonomisindeki asıl ağırlığı sanayi, ticaret ve hizmetler alanındadır. Bu yönüyle bölge, Türkiye’de ilk sıradadır.

• Bölgede elde edilen gelirin yaklaşık yarısını sanayi kesimi sağlar.

• Ticaret ve ulaştırmanın bölge gelirindeki payı % 25’in üzerindedir.

• Türkiye’de üretilen sanayi mallarının yarısına yakını bu bölgede gerçekleştirilir.

• Türkiye milli gelirinin yaklaşık 5’te biri bu bölgenin payına düşer.

• Bütün Türkiye’de sanayi sektöründe çalışan işçilerin yarısı da bu bölgededir.

İstanbul, bütün yurdun ticaret ve ulaştırma merkezi durumundadır, ithalat ve ihracatımızın önemli bir bölümü buradan yapılır. Bölgenin gelişmesinde İstanbul en önemli etkendir. Bölge, kalabalık kentli nüfusuyla diğer bölgelerin tarım ve hayvan ürünleri için önemli bir pazardır.

Bölge, yeraltı kaynakları bakımından zengin sayılır. En önemli yeraltı zenginliği bor mineralleri dir. (Balıkesir, Bursa, Bigadiç ve Mustafa Kemalpaşa’da). Bu yatakların varlığı nedeniyle Türkiye, dünyada en zengin bor minerallerine sahip ülke durumundadır. Başta Trakya ve Güney Marmara’da olmak üzere çeşitli yerlerde linyit yatakları vardır. Başta, Marmara Adası olmak üzere birçok yerde mermer çıkarılır. Ayrıca Bursa’da krom, Çanakkale’de bakır-kurşun, Balıkesir’de antimon, cıva, demir, kurşun-çinko. .. bölgenin sözü edilmeye değer yeraltı zenginliklerindendir.

 

BÖLGENİN TÜRKİYE TURİZMİNDEKİ YERİ

Marmara Bölgesi, doğal ve tarihi değerleri bakımından büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Başta İstanbul olmak üzere Bursa ve Edirne gibi kentler tarihi eserleri ve doğal güzellikleri ile, yılın her bölümünde canlı birer turizm merkezidir.

İstanbul’daki çok sayıda müze, sahip olduğu eşsiz tarihi değerler nedeniyle her gün çok sayıda turist tarafından ziyaret edilmektedir. İstanbul’da özellikle son yıllarda uluslararası düzeyde çok sayıda büyük ve son derece kaliteli oteller yapılmıştır.

Marmara kıyılarındaki kumsallarda yazlık evler, otel, motel, pansiyon ve kampingler oldukça yoğundur. Uludağ, başta kış turizmi olmak üzere yılın hemen her döneminde canlı bir turizm faaliyeti içindedir.

Bölgede çok sayıda açık havada eğlenme ve dinlenme alanı ile av koruma ve üretme alanı vardır. Bursa, Gönen ve Yalova kaplıcaları da iç turizm bakımın önemli merkezlerdir.